İzmir ’in Gaziemir ilçesinde yaklaşık 60 yıl önce faaliyete geçen ancak yıllarca zehirli atıklarını arazisine gömdüğü ortaya çıkan kurşun fabrikasına dün ceza kesildi. Cezada, Çevre Kanunu’nda yer alan 500 ile 5.7 milyon TL arasında değişen ceza tutarının üst limiti uygulandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, cezanın üst sınırdan kesilmesinin sebebinin çevreye verdiği ciddi zarardan kaynaklandığını açıkladı.
Radikal, Gaziemir’de Aslan Avcı Kurşun Fabrikası’nda yaşananları ilk kez 3 Aralık 2012’de ‘İzmir’in Çernobil’i manşetiyle duyurmuştu. Gömülen atıkların arasında radyoaktivite bulaşmış maddelerin de olduğu tespit edilmiş ancak yıllarca hiçbir kurum ve fabrika sahipleri gömülen atıklarla ilgili ciddi bir müdahalede bulunmamıştı. Haberin yayımlanmasının ardından yetkililer sadece atıkların gömüldüğü yere yeniden toprak atmakla yetinmişti. Üzerine toprak atılan noktalar bir süre sonra simsiyah hale gelmiş, Radikal bu olayı da 20 Ekim 2013’te ‘İzmir’in Çernobil’i zehir kustu’ başlığıyla duyurmuştu.
Haberler üzerine harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı heyeti dün Gaziemir’deki arazide incelemelerde bulundu. Aralarında Prof. Mehmet Emin Birpınar’ın da bulunduğu heyet fabrika sahiplerine rekor seviyede ceza kesti.

‘Yeraltı suları kirlendi’

Radikal’e açıklamada bulunan Birpınar, cezanın yüksek olmasının nedenlerini şöyle açıkladı: “Arazi üzerinde çalışmalar yapıldı. Yeraltı suları incelendi. Yeraltı sularında ciddi kirlilik tespit edildi. Radyasyon yeraltı sularına geçmemiş, sadece toprağa geçmiş. Ancak radyasyon dışında yer altı sularında çok ciddi tehlike var. Arsenik, cıva, yüksek miktarda da kurşun tespit edildi. Ceza kesmekten başka çaremiz yoktu. Firma yetkililerine bir ay süre tanıdık. Bu bir ay içinde atıkların nasıl bertaraf edileceğine dair bize plan getirmelerini istedik. Getirmedikleri takdirde yeniden ceza keseceğiz.”

Ülkemiz atık çöplüğü değil
 
Bölgedeki insanların araziyi kullanmamaları konusunda valiliğe talimat verdiklerini hatırlatan Prof. Birpınar şöyle devam etti: “Araziye kimsenin girmemesi gerekiyor. Ayrıca bölgedeki yeraltı sularının kullanılmaması konusunda da kaymakamlığa ve valiliğe yazılar yazdık. Buranın bir an evvel temizlenmesi gerekiyor. Israrla bu konunun üzerinde duruyoruz. Ülkemiz atık çöplüğü değil. Bugüne kadar TAEK’in incelemelerinin tamamlanmasını bekledik. Orada tehlikeli atıklar var. TAEK fabrikanın yetkililerine teklifte bulundu. Radyasyonlu atıkları kendilerinin alması konusunda, diğerlerini de fabrika sahiplerinin temizletmesi konusunda teklifleri var. Ancak bugüne kadar fabrikanın sahiplerinden herhangi bir cevap gelmedi.”
Fabrika sahiplerinin hiçbir şey yapmamaları konusunda son çare olarak kendilerinin araziyi temizleteceğini söyleyen Birpınar, “Atıkların bir an önce temizlenmesi gerekiyor. Arazi önemli bir yerde. Tapusunda şerh var. Gerekirse araziye el koyar, biz temizletiriz. Masrafını da firma yetkililerinden alırız” diye konuştu.

DİĞER CEZA HABERİNDE İSE;

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın talimatı ile Uşak'a gelen Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar ve beraberindeki heyet Uşak Organize Sanayi Bölgesi Arıtma Tesisi'nde incelemelerde bulundu. OSB'de kendilerine ulaşan çevre kirliliği ile ilgili şikayetleri değerlendirmek ve çalışmayan arıtma tesisindeki sıkıntıları görmek için Uşak'a geldiklerini ifade eden Birpınar, "Arıtma tesisinin bakıma alındığı, 5 metreküplük kirli suyun deşarj edildiğini gördük. Bahane olarak 'Biz arıtmayı bakıma aldık' diyorlar. Burada Gediz Nehri'nin kirletilmesi söz konusudur. Biz bakanlık olarak çevreyi bir vantilatör olarak değil, havayı, suyu ve toprağı korumak olarak görüyoruz" dedi.

İKİ AYDA 140 BİN LİRA CEZA

Sanayicilerin üretim yaparak insanlara iş vereceklerini ama çevreyi de kesinlikle kirletemeyeceklerini vurgulayan Prof. Dr. Birpınar, "Geçen Eylül ayında yaptığımız denetimde Uşak OSB'den aldığımız su numuneleri kötü çıkmış ve 40 bin lira ceza kesmiştik. Şimdiki durumda da her şey ortada, numune almaya da gerek yok. Kaçak deşarjdan dolayı 100 bin lira ceza yazdık. Bu tip tesislerin bakımları periyodik olarak yapılmalı, üniversitelerden yardım alınmalıdır. 'Biz tesisi bakıma aldık, 15 gün Gediz Nehri'ni kirleteceğiz' gibi bir şey söz konusu olamaz. Tüm OSB'lere şunu söylemek istiyorum. Avrupa Birliği ülkeleri artık mal alırken çevreci kuruluşları tercih ediyor. Çevreci değilseniz ürünlerinizi dünyaya da ihraç edemezsiniz. Böyle kötü manzaraları görmek istemiyoruz. Denetimlerimiz sürekli devam ediyor, geçen yıl çevreyi kirletenlere 30 milyon TL ceza yazdık" ifadelerini kullandı.

KİRLİLİĞE GÖZ YUMULMAYACAK

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın çevre kirliliği yaratan yerleri online olarak izlemeye başladığını hatırlatan Birpınar, "Bu kadar kirli bir havaya sahip Türkiye'de Uşak ve Afyonkarahisar kaldı. Tedbir almak gerekiyor. Akarsularımızın kirletilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Uşak Denizli ve Afonkarahisar'daki nehirleri ve fabrikaları sürekli denetime alacağız" diye konuştu.

BAKIM YAPILSA BİR DERT YAPILMASA AYRI DERT

Uşak Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün arıtma tesisi periyodik bakımlarına izin vermediğine dikkat çekip, "Bölgemizde arıtma tesisi bakım çalışmalarından dolayı 15 gündür çalışmıyor. Tüm ekipmanlarımız kullanılmaz hale geldi. Çalışmalar 15 gün daha devam edecek. Tesisin bakımı için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden 2012 yılı Şubat ayından bu yana izin istiyoruz ama izin verilmiyor. Periyodik bakımlar yapılmadığından dolayı arıtma tesisi ekipmanları kullanılmaz hale geldi. Hem periyodik bakım için gerekli olan izni vermiyorlar, hem de 'Arıtma tesisini kapatırsanız ceza keseriz' diyorlar. Bu nasıl bir uygulama anlamış değiliz. Bakım yapılsa bir dert yapılmasa ayrı dert" diyerek uygulamaya tepki gösterdi.